MelankolikLer Diyarı.!!
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
MelankolikLer Diyarı.!!

MeLanKoLia Müzik Ve Odasına Hoş Geldiniz.


Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

Kabileler savaşından Trabzon'a

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

1Kabileler savaşından Trabzon'a Empty Kabileler savaşından Trabzon''a Paz Mayıs 17, 2009 9:40 am

Emirhan ÖzgüL

Emirhan ÖzgüL
Admin

Trabzonspor'un Burundili oyuncusu Faty Papy, futbola başlangıcını ve ülkesindeki Huti-Tutsi
savaşınının buna etkisini anlattı.


Kabileler savaşından Trabzon'a Fatypapy_ts_poz01





Papy, futbola 6 yaşında başladığını belirterek, ''Mahalle arasında
kauçuktan yaptığımız toplarla arkadaşlarımla birlikte futbol oynuyorduk. Ömer
Kabuz isimli bir antrenör vardı. Altyapı antrenörüydü. Mahallenin büyükleri onun
gözüne girebilmek için ellerinden geleni yapıyorlardı. Çünkü Ömer Hoca mahallede
beğendiği oyuncuları kulüple irtibat kurarak altyapıda denenmelerini sağlıyordu.
Bir gün arkadaşlarımla toplandık ve Ömer Hoca'nın yanına gittik. (Kendi aramızda
bir takım kuralım ve sen de bizim hocamız ol) dedik. O da birkaç gün içinde kabul
etti ve turnuvalara katıldık'' dedi.

Bu çalışmaların yaklaşık 2 yıl kadar sürdüğünü ifade eden Faty Papy,
''Daha sonra bizi ilk kez ben 9 yaşındayken bir turnuvaya götürdü. O turnuvayla
birlikte futbol hayatım başlamış oldu. 1999 yılıydı ve 9 yaşındaydım. Ömer
Kabuz'un takımıyla birlikte minikler liginde oynamaya başladık. O yıl şampiyon
olduk. Takımın en küçüğü bendim. Bu nedenle beni güçsüz rakiplere karşı
oynatıyordu. Oynatıldığımda kendimi parçalarcasına oynuyordum. Çünkü büyükler
arasında kendimi göstermem gerekiyordu. Ertesi yıl takımımızdan ayrılan birçok
oyuncu oldu. Biraz daha deneyim kazanabilmek için takımda kaldım'' diye
konuştu.

Bu süreçten sonra annesiyle anlaşmazlığının olduğunu kaydeden Papy, şöyle
devam etti:
''Annemin 'futbolla bir gelecek inşa etmemin mümkün olmayacağı' yönündeki
serzenişleri üst seviyedeydi. Bu tartışma giderek ciddi bir hal almaya başlayınca
annem, (Sana hakkımı helal etmem, bir daha bu evin kapısından giremezsin) dedi.
Bu sözler benim futbola iki yıl ara vermeme neden oldu. Annem haklıydı aslında
çünkü Burundi'de yaşanan kabileler savaşı had safhadaydı. Hutu ve Tutsi
kabilelerinin savaşında annem neredeyse bütün ailesini kaybetmişti. Babamla annem
ayrı olduğu için evin bütün işleri anneme kalıyordu. Dolayısıyla benim yardımıma
ihtiyacı vardı. Futbola karşı zaafım ise dayanılmazdı.''

Faty Papy, iki yıl sonra semt takımında yeniden oynamaya başladığını
anlatarak, şunları kaydetti:
''Katıldığımız turnuvanın birinde Maniema Fantastique Kulübü
yöneticilerinden biri beni izlemiş. Yaklaşık 4 yıl önceydi. Milli takıma alınmam
yönünde teklif verildi. 2007 yılında 3. ligde bir takımda oynuyordum. Daha önce
savaş yaşamış ülkelerin katıldığı bir turnuva düzenlendi. Tanzanya, Etyopya,
Somali, Ruanda, Kongo gibi ülkeler vardı. 17 yaş altı milli takımlar
katılabiliyordu. Burundi'den bu turnuvaya katılacak olan takımı belirlemek için
60 dolayında futbolcu belirlendi. Bu 60 kişinin arasında ben de vardım ve 18
kişinin kalacağı bir eleme yapılacaktı. Umudum yoktu. Çünkü ben 3. ligde
oynuyordum ve diğer bütün sporcular 1. ligdendi. Ama ben 18 kişi içerisine
seçildim. Tanzanya'da yapılan turnuvada finalde ev sahibine yenildik. Aynı
turnuva Burundi'de de düzenlendi. Bu kez milli takıma aday 75 kadar sporcu vardı
ve ben yine seçildim. Tanzanya'daki müsabakada oynayamamıştım. Ama Burundi'de
yapılan müsabakada oynadım. İlk maça yedek kulübesinde başladım. 25. dakikada
hoca beni oyuna aldı. Yaşımın diğerlerine göre daha küçük olması ve 3. ligden
gelmem dolayısıyla milli takım hocaları oldukça eleştirildi. Ama hoca beni
turnuvanın bütün maçlarında oynattı. Şampiyon olduk.

Takım için büyük bir başarıydı. Herkes tarafından takdir edilmiştik.
Turnuvadan elde ettiğim bütün parayı götürüp anneme verdim. Yaklaşık 2 bin avro
gibi bir paraydı ve bu para Burundi'de büyük bir bakiye oluşturuyordu. Bu kadar
parayı bir arada görmek çok zor. Çünkü şöyle düşünün ki Afrika'da en üst
düzeydeki bir bakan bin avro maaş alıyor. Anneme (Bu parayı senin oynamamı
istemediğin futbol sayesinde kazandım) deyince onun da bakış açısı değişti.
Futbolla da hayatımı kazanabileceğime inandı ve zorluk çıkarmamaya başladı.''


-SAVAŞIN NEDENİ-


Savaşın nedeninin ırkçılık olduğunu belirten Faty Papy, ''Hutu ve Tutsi
kabileleri arasında aklınızın alamayacağı bir savaş vardı. Hatta bu nedenle çoğu
kez ligi yarıda kesmek zorunda kalıyorlardı. Burundi'de futbol bu nedenle diğer
Afrika ülkelerinden geri kaldı. Daha öncesinde, Belçika ve Hollanda liglerinde
oynayan oyuncular vardı. Ancak şimdilerde yok. Ülkenin dışarıyla bağlantısı
tamamen kesilmiş durumda. Hutular Tutsiler'e, Tutsiler de Hutular'a egemen olmak
istiyorlardı. İki kabile de ülkenin kendilerine ait olduğunu ileri sürüyorlardı''
dedi.

Yakın dönemdeki bu savaştan daha vahim olanının 1972 yılında yaşandığını
dile getiren Faty Papy, o dönemi şöyle anlattı:
''Bu savaşta 1 milyon insan öldü. Son dönemde yaşananlar bunun bir
tekrarı gibi ancak ülke yeni yeni huzura kavuşmaya başladı. Hutiler ve Tutsiler'i
fiziki yapılarıyla birbirinden ayırmak mümkün. Bir grup uzun, diğeri yuvarlak ve
kısa burunlu. Kısa burunluların kabileleri yakınlarında uzun burunlu biri
gördüğünde sokak ortasında benzin döküp yakmaya kadar varan bir vahşet
yaşanıyordu. Buna ister ırkçılık deyin, isterseniz kabile savaşı. Ülkenin geri
kalmasında bu savaşın büyük etkisi var. Burundi Milli Takımı güvenlik
yetersizliği nedeniyle ileriye gidemiyor. Belçika'da, Hollanda'da ve İspanya'da
oynayan bazı oyunculara davet gönderiliyor ancak onlar gelmek istemiyorlar. Hatta
genç oyuncular henüz küçük yaşlarda diğer ülke vatandaşlıklarına geçiyorlar. Yani
Burundi'den bir kaçış var. Teklifler genç oyunculara cazip geliyor. İspanya ya da
Belçika vatandaşı oluyorlar ve oradaki milli takımlarda oynuyorlar. Böyle olunca
da ülke futbolu hep geride kalıyor.''

Faty Papy, Burundi milli takımının Afrika Kupası'na bir kez bile
katılamadığını vurgulayarak, ''Ruanda ve Tanzanya'dan teklifler geldi turnuva
sonunda. Ancak ben ülkede kalıp kendimi geliştirmeyi tercih ettim. Bunun için de
ülkenin en geleneği sağlam olan takımlarından İnter Star'ı seçtim. Birçok kişi
dışarıda bir ülkeye neden gitmediğimi sorduklarında ise 'İnter Star'a küçüklükten
beri duyduğum hayranlığı' gerekçe olarak söyledim. Orada oynamak istiyordum.
Ayrıca oranın benim için bir avantajı daha vardı. O da, daha önce farklı
ülkelerde oynamış birçok oyuncunun İnter Star takımında olmasıydı. Onların
tecrübelerinden de yararlanabileceğimi düşündüm. Ülke dışına çıkmadan önce bu
bilgilerin benim için faydalı olacağını düşündüm. Geçen yıl Burundi liginde o
oyuncularla birlikte şampiyon olduk. Daha sonra kendimi futbola verebilmek için
okulu bıraktım'' diye konuştu.

21 yaş altı milli takıma seçildiğini, oradan da A takıma yükseldiğini
vurgulayan Faty Papy, ''Sonrasında buraya geldim. Kendi adıma ilginç olan benim
burada olmamı sağlayan Ahmet Hoca'nın bugün teknik direktörlüğümüzü yapıyor
olmasıdır'' dedi.

Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz